Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı, Başkomutanım Sn. Recep Tayyip Erdoğan!
Türkiye Cumhuriyeti’nin hukuki vatandaşı olmasam da, bir Türk olarak kendimi bu mukaddes toprakların manevi bir evladı olarak görüyorum. Bu nedenle gurur duyduğumu açıkça ifade ediyor ve sizin yüksek şahsiyetinize; “CUMHURBAŞKANIM” diye, hitap etmeyi kendime uygun görüyorum.
15 Temmuz “Kalkışma Harekatı” ve ondan sonra ki olaylarda fethedilmez bir “kale” olduğunuzu tüm Dünya’ya bir daha gösterdiniz. Bu dik duruşunuzla, damarlarında Türk kanı ve yüreğinde İslam inancı taşıyan her bir Türk evladını kendinize hayran bıraktırdınız.
Kendilerine çok güvenen bazı gelişmiş ülkelerde, beyin hastasi birisi bir mermi patlattığı zaman, her şey bir yana, o ülkenin ekonomisi aylarca alt-üst olur!
Sizin rehberlik ettiğiniz Türkiye’de yüzde yüz kazanılacağı planlanmış bir “Kalkışma Harekatı” sizin liderliğiniz sayesinde püskürtüldü.
Onlarca insan hayatını kaybedip “Şehit” oldu. Gereği yapıldı ve binlerce “Vatan Haini” gözaltına alındı veya ihraç edildi.
Onlarca İşyeri kapatıldı. Ama bu ülkenin milli parası olan Türk Lirasi %1 değer kaybetmedi. Tabii ki bunlar ilahi bir mucizenin yanında, “Büyük Türk” milletin sevgilisi olan bir Başkomutanın yüksek dirâyeti, kâmil ve kemâli “Devletçilik Sisteminin” tedbirli düzeninden doğan sayısız unsurlardan biridir.
Sayın Başkomutanım!
Siz sadece zeki bir lider değilsiniz. Siz, Asrımızın en büyük kahramanısınız.
Türkiye’yi sevmeyenler, ülke içinde ve dışında oturup, korkunç haberler beklerken, gecenin karanlığında İstanbul semalarından bir yıldızın Atatürk Havaalanına inişi, çağdaş tarihimizin gidişini değiştirdi.
Bu yıldız, zamanında ona oy vermiş veya vermemiş, “Büyük Milleti” ile buluşmaya gelen siz Sayın Cumhurbaşkanımızdınız.
O korkunç saatlerde, emsalsiz korkusuzluğunuz ve kahramanlığınız tüm Dünya’yı size hayran bıraktı.
Sayın Cumhurbaşkanım!
Allah korusun:
Türkiye yıkılırsa, Türk dünyası ve İslam dünyası da yıkılır!
Türkiye, Dünya Türkleri’nin Anavatanı ve yıkılmaz Devletidir.
Siz ise bu yıkılmaz devletin başında duran, Mustafa Kemal Paşa Atatürk’ten sonra, Türkiye’nin ve Türk Dünyası’nın en büyük lideri ve en cesur kahramanısınız.
Sizin zaferiniz, bizim zaferimizdir. Direnişiniz, bizim direnişimizdir. Güney Azerbaycan Türklerinden bize ulaşan binlerce elektronik mektuplar ve mesajlarda onbinlerce soydaşımızın sizin emrinizi bekledikleri beyan olunmaktadır.
Onbinlerce Güney Azerbaycan Türkü’nün, İstanbul ve Ankara sokaklarında kendilerini size siper etmelerine, emriniz değil, sadece bir işareniz yeter!
Keza, binlerce Türk Tebriz sokaklarında…
Demokrasi Şehitlerimize Allah rahmet eylesin!..
Sevgi ve saygılarımla:
Piruz Dilençi
Güney Azerbaycan Milli Özgürlük Hareketi Kurucusu ve Lideri,
Şair, Yazar.
